Programcılığın Zorlukları ve Güzellikleri

Yazılım geliştirme uzun bir süreci kapsamaktadır. Eğer büyük bir yazılım yazıyorsanız bu kimi zaman tahmin edilemeyecek kadar uzun sürer. İlk önce programcılığın ve yazılım geliştirme sürecinin zorluklarından bahsedelim. Bu süreç içerisinde programcının karşılaştığı zorluklar vardır. Teknoloji sürekli gelişiyor ve yenileşmeye devam ediyor. Bu yenileşme içerisinde programcının kendisini sürekli geliştirmesi, farklı uygulamalar ortaya koyarak var olan bilgisine yenilerini eklemesi gerekmektedir. Yenilenme hızı herhalde en yüksek olarak bilgisayar programcılığını gösterebilirim. Yenilenme arttıkça programcının da bilgi birikimi artmaktadır. Kendini yenilerken hayat bir takım sorumluluklar yükler ve bu yenilenme hızı giderek yavaşlamaya başlar. Yaş ilerledikçe vaktini yeni gelişen teknolojilere ayıramaz ve zayıfladığı hissine kapılır.

Eksiklerimi desem bilemiyorum ama yukarıda belirttiklerim haricinde bir takım sıkıntıları da var. Bunlar kız arkadaşın kıskanması, arkadaşların anlayamaması, programlama üzerinde dönen esprileri anlayacak kimsenin olmaması vs. bunlar bu şekilde sıralanıp gidiyor.

Hatta şahit olduğum bir olayı anlatayım. Programcı bir arkadaşımın evine yemeğe davet edilmiştim. Yemek bittikten sonra muhabbet falan ederken arkadaşa telefon geldi ve bilgisayar başına geçmesi gerekti. Anlayışla karşılayacağımı bildiği için hiç sormadan geçti bilgisayar başına. Çünkü bende olsam aynı şeyi yaparım. Ardından kız arkadaşının “Yine onun başına geçtin. Tüm hafta sonu onunla birlikteydin benimle hiç ilgilenmedin. Yine aynısını yaptın.” sözlerini duydum. Çok güldüm o olaya :) Bu arada olayı paylaştığımdan arkadaşımın da haberi var. Paylaşmak için izin verdiğinden dolayı ona teşekkür ediyorum.

Güzellik Denince Aklıma Gelen İlk Şey

Tüm bu zorlukların yanında hiç mi iyi, güzel yanı yok diyeceksiniz. Olmaz olur mu, tabiki var. En güzel, en eğlenceli kısmı da burada.

Pek çok kişi programcılığı asosyal, monoton, sürekli rakamlarla ve hesaplamalarla uğraşılan bir iş olarak görür. Ancak programcılık özünde sosyal bir iletişime dayanır. Mesela işlemci ile iyi iletişim kurmak gerekir :) İşin şakası bir yana eğer bir kişi veya bir topluluk için program yazıyorsanız insanların ihtiyaçlarını iyi belirlemeniz gerekmektedir. Yok eğer kendiniz için yapmış olduğunuz bir projeniz varsa benim gibi sadece bilgisayarınız ile iyi iletişim kursanız yeterli olur :)

Zaman Akıp Gidiyor. Hemen Programlamalıyız.

En güzel yanlarından bir tanesi zaman yönetimini öğretiyor. Hangi işi hangi sırayla yapacağınız konusunda tecrübe kazanıyorsunuz. Yaptığınız işe odaklanma süreniz de artıyor. Bir daldığınız an zamanın nasıl geçtiğini ve işi ne kadar ilerlettiğinizi anlamıyorsunuz.

Bir Eser Mi Ürettiniz? Tadından Kullanılmaz :)

Öncelikle teklif üzerine gelen bir işten bahsedelim. Yepyeni bir proje. Daha önce geliştirdiğiniz projelere hiç benzemiyor. İşi yapıyorsunuz, bitiriyorsunuz, teslim ediyorsunuz ve takdir ediliyorsunuz (parasal yönüne değinmiyorum).  Çok hoşunuza gider öyle değil mi? Bir eser üretmek elbette herkesin hoşuna gider. Bu bir yazılım değil de kek yapmak da olabilir. Alanlar farklılık gösterse de mutluluklar ortaktır. Şimdi bir de kendiniz için geliştirdiğiniz bir yazılımdan bahsedelim. İnsanlar kullansın diye değil de kendiniz için yazıyorsunuz ve sadece kendiniz kullanıyorsunuz. Belki de dünya üzerinde çok nadir kullanılan bir yazılım. Herkesin düşüncesi kendine ama bu beni başkasına para için yaptığım işten daha çok mutlu ediyor. Dünyada herkesten gizliyorum, sadece ben kullanıyorum. Gözden uzak ve sadece benim. Yazıyorum, üretiyorum ve tadından sonunda kullanamıyorum :)

Artık Sizi Anlayan Bir Nesne Var?

Bir programcısınız ve çevrenizdeki kimse sizi anlamıyor öyle mi? Bırakın onlar sizi anlamasın. Sizi anlayan bir nesne zaten var. Belki ruhsuz olabilir ama sonuçta bir sıkıntınız olduğunda arama yapıyorsunuz ve size sıkıntınızı geçirebilecek öneriler sunuyor. Birçok insanın yapmadığı bir şey bu. Sözlü olmayabilir ama yardımı oluyor sonuçta.

Sorun, Yazın ve İzleyin.

Canınız sıkkın, elinizde iş yok ve bir şeyler geliştirmek istiyorsunuz. Öyleyse kolları sıvayın ve Google amcadan bir araştırma yapalım. Aklınıza ilk gelen kelimeyi yazın ve onunla ilgili veri toplayın. Sonra o kelimeyle ilgili küçük bir algoritma oluşturup programınızı yazmaya başlayın. 10 satırlık basit bir hesaplama yapan bir uygulama bile olabilir. Sonuçta sizin yazdığınız bir program. Son olarak programın galasıyla baş başasınız :)

Kestirmek İçin İyi Bir Alan :)

Çok yorgunsunuz fakat uykunuz yok öyle mi? Bu çoğumuzun başına gelen bir durum olabilir. Geçin bilgisayar başına, klavye ve fareyi bir kenara koyun ve ekranın başında biraz düşünün. Uykunuz kendiliğinden gelecektir. Ekran başında uyumanızı tavsiye ederim, yenilikler sizi kovalıyor orada :)

Dünya Elinizin Altında

Ev büyük avantajlardan bir tanesi belki de tüm dünyaya birkaç tıklamayla ulaşılacak olmasıdır. Bu normal bilgisayar kullanıcıları içinde geçerli fakat programcının onlardan farkı vardır. Onlar dünyaya ulaşabilecekleri gibi dünyayı değiştirebilecek güce de sahiptirler :)

Kendi Dünyanızın Kahramanı Olun

Bilgisayar başında kendinize yepyeni bir dünya kuruyorsunuz. Orada kimin ve nelerin olmasını istiyorsanız onlar oluyor. Kendiniz kuruyor ve yönetiyorsunuz. Kısacası kendi dünyanızın kahramanı oluyorsunuz :)

Son Olarak

Yazılımın ve programcılığın zorluklarını anlatmak adına son olarak dünya üzerinde mevcut büyük programların kaç satırla yazıldıklarını gösteren bir görsel paylaşmak istiyorum.

kacsatir

Zor olabilir fakat bunun güzelliklerini de unutmamak gerekir. Yatarken tag’lerinizi kapatmayı unutmayın :)

 

You may also like...

2 Responses

  1. enes dedi ki:

    güzel paylaşım zevkle okudum :D

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir